Atrial fibrillation (AF) is a common cardiac arrhythmia and it is associated with systemic thromboembolism. Until recently, vitamin K antagonists (VKA) such as warfarin were the only available oral anticoagulant therapy for prevention of stroke and systemic embolism in AF. Limitations of VKA therapy have prompted researchers to search for novel anticoagulant drugs, which do not necessitate coagulation monitoring due to their more predictable pharmacokinetic profile. Large-scale phase III trials have been completed for some of these drugs and 'U.S. Food and Drug Administration (FDA)' approved dabigatran and rivaroxaban for prevention of systemic embolism in non-valvular AF patients. In this review, we will first focus on pharmacodynamic and pharmacokinetic profiles of these medications and then try to overview clinical trial results. We will also try to mention the current controversies regarding the clinical application of these drugs.
Atriyal fibrilasyon (AF) sistemik tromboembolizm ile ilişkili olan nispeten sık bir aritmidir. Yakın zamana kadar AF ile ilişkili sistemik embolizm ve inmenin engellenmesinde yalnızca varfarin gibi K vitamini antagonistleri kullanılmıştır. Buna karşın K vitamini antagonistlerinin kısıtlılıkları araştırmacıları farmakokinetik profilleri daha stabil olan ve koagülasyon monitorizasyonu gerektirmeyen yeni antikoagülan ilaçların geliştirilmesine teşvik etmiştir. Bu ilaçların bazılarının faz 3 klinik çalışmaları sonuçlanmış olup ‘Amerikan İlaç ve Gıda Dairesi (FDA)’ tarafından dabigatran ve rivaroksabanın non-valvüler AF hastalarında inme ve sistemik embolizm profilaksisinde kullanımı onaylanmıştır. Bu derleme yazıda öncelikle yeni antikoagülan ilaçların farmakodinamik ve farmakokinetik özellikleri üzerinde durulacak, daha sonra klinik çalışma sonuçları özetlenecektir. Ayrıca, günümüzde bu ilaçların klinik pratikte kullanımındaki çekinceli durumlara da değinilmeye çalışılacaktır.