Books by Prof. Dr. Michael (Mihalis) Kuyucu
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Derleme Kitap, 2019
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Müzik ve Medyanın Çarpık İlişkilerine eleştirisel bir bakış açısı.
2005 yılında yayınlanan kitapt... more Müzik ve Medyanın Çarpık İlişkilerine eleştirisel bir bakış açısı.
2005 yılında yayınlanan kitapta Müzik Endüstrisi, Magazin ve Radyo & TV mecralarının popüler kültürle olan ilişkisi örneklerle gözler önüne seriliyor.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Müzik ve Medya Eleştirileri.
Popüler kültür medya ve müzik
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Published Papers ( Referred Journals) by Prof. Dr. Michael (Mihalis) Kuyucu
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Uploads
Books by Prof. Dr. Michael (Mihalis) Kuyucu
2005 yılında yayınlanan kitapta Müzik Endüstrisi, Magazin ve Radyo & TV mecralarının popüler kültürle olan ilişkisi örneklerle gözler önüne seriliyor.
Published Papers ( Referred Journals) by Prof. Dr. Michael (Mihalis) Kuyucu
2005 yılında yayınlanan kitapta Müzik Endüstrisi, Magazin ve Radyo & TV mecralarının popüler kültürle olan ilişkisi örneklerle gözler önüne seriliyor.
başladığı doksanlı yıllarla beraber önemli bir konu haline dönüşen ve adeta televizyon mecrasının başarısının sınanmasında tek faktör olan reyting kavramı ile ilgili bir araştırma yapılmıştır. Reyting kavramı televizyon kanallarının temel gelir kaynağı olan reklamların dağıtılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Yüksek reytingi olan televizyon kanalları daha çok reklam ve dolayısıyla daha yüksek bir ticari başarı ile karşı kalırken düşük reyting alan kanallar ticari bağlamda başarısız olmaktadır. Bu durum dünyada olduğu gibi Türkiye’de de reyting konusunun tartışılmasına neden olmuştur. Düşük reyting alan programların kaldırılması, kanalların kapanmak zorunda kalması, nitelikli içeriklerin hedef kitlelere ulaşmada yaşadığı zorluklar ve ve reyting kavramının genellikle, genel kitlelerin izleme tercihlerini betimlemesi bu konu hakkında hem sektörel hem de akademik anlamda ciddi tartışmalara neden olmuştur. Bu çalışmada reyting kavramı ile ilgili yapılan bir kavramsal araştırmanın ardından Türkiye’de televizyon mecrasında uygulanan izleyici ölçümleme yöntemleri ile ilgili daha önce yapılan akademik ve sektörel araştırmalar derlenerek yorumlanmıştır. Çalışmanın araştırma/uygulama bölümünde üniversitelerin iletişim fakültesi öğrencileri ile yapılan mülakatlar sonucunda iletişim fakültesi öğrencilerinin yani geleceğin medya sektörü çalışanlarının Türkiye’deki reyting sistemi hakkında ki görüşleri betimlenmiştir. Araştırma eleştirisel bir bakış açısıyla uygulanmış ve üniversitelerin iletişim fakültelerinde eğitim gören gençlerin bakış açısıyla sistemin aksaklıkları üzerine bir tümevarımsal analiz yapılmış ve bu aksaklıklara yönelik çözüm önerileri sunulmuştur.
gelişmelere paralel olarak, televizyon ve radyonun yanı sıra dijital medya da kitle iletişiminde başat rol oynar hale gelmiştir. Toplumsal yapı ve kültür üzerinde artan etkisi nedeniyle
medyanın artan egemen gücü birçok açıdan inceleme konusu olmaktadır. Özellikle yeni iletişim teknolojileri sayesinde tüketimin şekillendirilmesi, medya çalışmalarında sıklıkla incelenen
konulardan biri olmaktadır. Çünkü kitle iletişim araçları, her geçen gün insanların hayatına daha
çok nüfuz ederek değerler, tutumlar ve alışkanlıklarını etkilemektedir. Kapitalist üretimin ortaya çıkışından itibaren iletişim ve medya, tüketim olgusu üzerinde çok önemli roller
oynamıştır. 1980’lerden itibaren serbest piyasa ekonomisinin dünyadaki egemenliği ile tüketim de yoğunluklu olarak medyanın etkisi altına girmiş, ürün ve hizmetlerin piyasaya sunulması ve satılmasında medya aracılığıyla gelişen reklamcılık belirleyici hale gelmeye başlamıştır. Bu
çalışmada medyanın tüketicilerin satın alma davranışları üzerindeki etkisi, kısaca medya ve tüketim ilişkisi incelemiştir. Bu kapsamda öncelikle tüketim ve tüketim toplumu kavramları incelenmiş, ardından medya ve tüketim ilişkisi ve ilgili çalışmalar değerlendirilmiştir.
Çalışmanın araştırma bölümünde ise medya ile tüketim ilişkisini irdeleyen bir nitel araştırmaya
yer verilmiştir. Araştırmada Z kuşağının temsilcilerinin medyanın tüketime olan etkisine yönelik görüşlerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla toplam 18 katılımcıya medya
endüstrisinde hangi mecranın insanların tüketim alışkanlarını daha fazla etkilediğine yönelik nitel bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda Z Kuşağının televizyon ve sosyal
medyanın insanların tüketimlerini biçimlendiren en önemli iki mecra olduğu konusunda ortak fikir bildirmişlerdir.
Günümüzde piyasa daha fazla üretim için daha fazla tüketim, daha fazla tüketim içinde daha fazla pazarlama gerekmektedir. Değişen tüketim alışkanlıkları beraberinde ürün çeşitliliğini ve rekabeti de getirmiştir. Rekabet eden markalar hizmet ve ürünlerini daha fazla insana duyurmak için değişik pazarlama yöntemleri uygulamaya başlamışlardır. Özellikle 1980lerden sonra değişen pazarlama taktikleri, 2000lerle beraber yaşanan dijital dönüşümle beraber daha da önem kazanmıştır. Geleneksel pazarlamanın yanında dijital pazarlamanın da ön plana gelmesi daha karmaşık ve daha rekabetçi pazarlama stratejilerinin gelişmesine neden olmuştur.
Pazarlama ve tanıtımın rekabet yaratmak adına daha fazla kullanılmaya başlaması dönem dönem toplumu bir reklam bombardımanının altına itmiştir. Bu yoğun reklam, tanıtım ve pazarlama faaliyetleri bütçelerin de artmasına neden olmuştur. Birbirine olan rekabetçi avantajları anlatmak isteyen markalar, gerçekleştirdikleri reklam kampanyalarında ürünün tanıtımından çok ürünün satışını ön plana getirmeye çalışmışlardır. Bu durum bazen pazarlama karmasında yer alan ürün ve tanıtım arasındaki dengenin de sorgulanmasına neden olmuştur.
Bu durum bazen ürün mü yoksa onun tanıtılması mı daha önemlidir? sorusunu da ön plana gelmiştir. Bu çalışmada pazarlama karmasında yer alan “ürün” ve “tanıtım” kavramalarının birbirlerine olan üstünlükleri tartışılmaya açılmıştır. Çalışmada medya sektöründe ürün mü yoksa tanıtım mı daha önemlidir? Sorusuna yönelik bir araştırma yapılmıştır. Medya endüstrisinde bir ürün üretirken, o ürünün kalitesi mi yoksa o ürüne yapılan tanıtım faaliyetleri mi başarıda önemli rol oynar? sorusuna yanıt bulmak için iletişim fakültelerinde medya eğitimi alan öğrencilerle mülakatlar yapılmıştır. Çalışmanın sonucunda medyada tanıtım yapmanın bir medya içeriği kadar önemli olduğu ve bazı durumlarda bir içeriğin tanıtımının, o içeriğin niteliğinden daha önemli olduğuna dair görüşlerin ortalamanın üstünde olduğu görülmüştür.