Relation between single serum progesterone assay and viability of the first trimester pregnancy

J Turk Ger Gynecol Assoc. 2013 Jun 1;14(2):68-71. doi: 10.5152/jtgga.2013.09471. eCollection 2013.

Abstract

Objective: This study was designed to detect the relation between serum progesterone and viability of pregnancy during the first trimester.

Material and methods: Two hundred and sixty women during the first trimester of their pregnancies were hospitalised due to vaginal bleeding and/or abdominal pain and were included in this study. Criteria for inclusion in this study were: certain dates, foetus conceived spontaneously with no history of infertility and a positive serum pregnancy test. Blood samples were taken from women included in this study for serum progesterone assay; the patients were followed by ultrasound until the end of the first trimester for the viability of the pregnancy and the outcome of their pregnancy was recorded.

Results: BY THE END OF THE FIRST TRIMESTER, WOMEN INCLUDED IN THIS STUDY WERE CLASSIFIED INTO: viable pregnancy group (n=178; 68.5%) and non-viable pregnancy group (ended by miscarriage) (n=82; 31.5%). The mean serum progesterone of the studied population was significantly higher in the viable pregnancy group (46.5±7.4 ng/mL) compared to non-viable pregnancy group (9.9±4.8 ng/mL; p<0.05). The serum progesterone cut-off level of 10 ng/mL was 79.3% sensitive for diagnosing non-viable pregnancy and 93.3% specific for the diagnosis of viable pregnancy, while a cut-off level of 20 ng/mL was 95.1% sensitive for the diagnosis of non-viable pregnancy and 98.9% specific for diagnosing viable pregnancy.

Conclusion: Serum progesterone is a reliable marker for early pregnancy failure and a single assay of its serum level can differentiate between viable and non-viable pregnancies.

Amaç: Bu çalışma serum progesteron ile ilk trimesterde gebeliğin canlılığı arasındaki ilişkiyi saptamak için tasarlandı.

Gereç ve yöntemler: İki yüz altmış kadın gebeliklerinin ilk trimesterinde vajinal kanama ve/veya abdominal ağrı nedeniyle hastaneye yatırıldı ve bu çalışmaya dahil edildi. Bu çalışma için dahil etme kriterleri şunlardı: kesin tarihler, infertilite öyküsü olmaksızın spontan oluşmuş fetüs ve pozitif serum gebelik testi. Bu çalışmaya dahil edilen kadınlardan serum progesteron tayini için kan örnekleri alındı; gebeliğin canlılığı açısından ilk trimesterin sonuna kadar hastalar ultrason ile takip edildi ve gebeliğin akibeti kaydedildi.

Bulgular: İlk trimesterin sonunda çalışmaya dahil edilen kadınlar şu şekilde sınıflandırıldı: canlı gebelik grubu (n=178; %68.5) ve canlı olmayan gebelik grubu (düşük ile sonlanan) (n=82; %31.5). Çalışılan popülasyonda ortalama serum progesteronu canlı olmayan gebelik grubuna kıyasla (9.9±4.8 ng/mL) canlı gebelik grubunda anlamlı şekilde daha yüksekti (46.5±7.4 ng/mL; p<0.05). Serum progesteron için 10 ng/mL’lik kesim (cut off) değeri canlı olmayan gebeliği teşhis etmede %79.3 sensitif ve canlı gebeliği teşhis etmede %93.3 spesifik iken 20 ng/mL’lik bir kesim değeri canlı olmayan gebeliği teşhis etmede %95.1 sensitif ve canlı gebeliği teşhis etmede %98.9 spesifikti.

Sonuç: Serum progesteronu erken gebelik kaybı açısından güvenilir bir belirteçtir ve serum seviyesinin tek bir analizi canlı ve canlı olmayan gebelikleri ayırt edebilir.

Keywords: First trimester; pregnancy; serum progesterone; single; viability.